Ekonomi

Akkuyu olası bir depremde risk taşır mı?

Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şakir Şahin, Akkuyu NGS sahasının depremsellik açısından düşük riskli bir bölgede olduğunu belirtti.

Yıllar içinde Akkuyu alanında bağımsız kuruluşların farklı deprem kaynak modelleri-sismotektonik modeller geliştirdiklerini ve Akkuyu NGS’nin etkilenebileceği olasılıksal ve deterministik deprem tehlike değerlerini hesapladıklarını kaydeden Şahin, “Bu itibarla deprem Türkiye’nin deprem tehlike değerlerine göre riski düşüktür.Akkuyu sahası olarak tanımladığımız yerlerden birinin de Akkuyu sahası olduğunu söylemek mümkündür.

Akkuyu NGS’nin yapıldığı alanın, MTA tarafından hazırlanan 1:100 bin ölçekli jeoloji haritaları ve santral inşaatına ilişkin raporlara göre Devoniyen ve Karbonifer yaşlı kaya birimleri üzerinde sağlam bir yerde olduğuna dikkat çeken Şahin, şunları kaydetti: Akkuyu NGS, 100 kilometre yarıçapındaki alanda faaliyet göstermektedir. Ayrıca fay hattı bulunmadığının ve santralin tsunamiden etkilenmemesi için deniz seviyesinden 10,5 metre yükseklikte yapıldığının altını çizdi.

Akkuyu NGS sahasında 1976 yılından bu yana başta deprem olmak üzere her türlü doğal afet konusunda Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (IAEA) kılavuzlarına uygun olarak kapsamlı araştırmalar yapıldığını belirten Dr. Şakir Şahin, “Nükleer santral projelerinde santralin kurulacağı yer belirlenirken en değerli kriter güvenliktir. Nükleer santrallerin kurulacağı bölgedeki sismik tehlikelerin belirlenmesi için yapılan açıklamaya göre, IAEA’nın ‘Nükleer Tesislerin İnşaat Sahasında Sarsıntı Tehlikesinin Değerlendirilmesine Yönelik Özel Güvenlik Rehberi’ başlıklı SSG-9 yönetmeliğine göre dört farklı aşama vardır.Saha çalışmalarının yapılması gerekmektedir.Bölgenin sismo-tektonik parametreleri ortaya çıkarılmıştır. NGS şantiyesinde ve şantiye sahasına 300, 25 ve 5 kilometre uzaklıkta olmak üzere dört aşamada gerçekleştirilen detaylı çalışmalarla Akkuyu sahasında da benzer birçok çalışmanın yapıldığı raporlarda belirtiliyor. IAEA’nın Güvenlik Rehberi’ndeki tüm yasal gerekliliklere uygun olduğu da tespit edilmiştir.

AKKUYU SAHASINDA ZEMİN GÜÇLÜ

prof. Şahin, Kahramanmaraş’ta meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki depremin Akkuyu NGS Sahası’nda düşük şiddette hissedilmesinin sebebinin kayalık bölge ve düşük yer hareketi ivmesi değeri olduğunu gösterdi.

Akkuyu NGS’nin deprem kaynak bölgelerine göre 100 ile 10.000 yıl arasında değişen deprem tekrarlama periyodları için etkilenebileceği olasılıksal maksimum yatay yer hareketi ivme değerlerinin hesaplandığını belirten Şahin’e göre, bölgenin düşük ivme değerleri Akkuyu NGS’nin bulunduğu yerde yerdeki hareket seviyesi de düşüktür. olacak demektir.

Şahin, “İvme, hızın birim zamandaki değişimidir. Hesaplamalara göre Akkuyu NGS çevresinde bir depremin sağlam zeminde oluşturacağı muhtemel yer ivmesi değerleri düşüktür. Türkiye deprem tehlike haritasına göre bu Akkuyu’da değeri 0,15 gr. Aynı zamanda Devoniyen yaşlı kayaç zonunda yer alıyor, dolayısıyla yeri sağlam” diye konuştu.

Şahin, “Bir binanın tasarımında yoğunluk ölçüsü değil, yapının yatay ve düşey yönlerinden etkilenebilen yer hareketi ivmesi kullanılır. Kaya bölgesinde sarsıcı dalga çok hızlı hareket eder. ve depremin süresi çok hızlıdır.Taban baskın titreşim periyodu diyoruz.Yönetmelikte de zemin sınıflarına göre tanımlanmış ve salınım düşük kalıyor.Ve düşük kaldığı için binaya binen yük çok değil.Bu açıdan baktığımızda depremin Kahramanmaraş ve Hatay’ı neden bu kadar etkilediğini anlıyoruz.Bunun sebebi zemin ve zemine uygun olmayan yapılaşmadır.Çünkü zeminde geçen süre çok Yani dalga geldiğinde “Beşik gibi sallar deriz. Bu, sürenin çok yüksek olduğu anlamına gelir. İvme yüksek olacağı için binaya binen yük arttı” dedi.

Bina ve yapıların doğru zemine yapılmasının önemine vurgu yapan Prof. o kadar ölümcül değil.”

GÜVENLİK PARADİGMALARI DEĞİŞTİ

Akkuyu’nun depremin etkileri göz önünde bulundurularak ruhsatlandırılmasının önemine vurgu yapan Prof. her türlü doğal afete dayanacak şekilde inşa edilmiştir.Her nükleer santral için mutlak büyüklükte bir depremin santrali nasıl etkileyeceği belirli kriterler ile dikkate alınmaktadır.Tasarım ve inşaat bu hesaplamalara ve incelemelere dayanmaktadır. Fukuşima kazası aslına sadık tasarım paradigmasını değiştirmiştir.İmkansıza hazırlanmak yani son derece ihtimal dışı durumlarda tesis güvenliğini sağlamak için araç ve prosedürlerin geliştirilmesi büyük değer kazanmıştır.Türkiye’de bir depremde oluşabilecek tehditlere göre Tasarlanan santral, olası sarsıntı ve tahribat etkileri dikkate alınarak inşa edilirse emniyet açık olur. Zaten nükleer santrallerde öncelikli konulardan biri. Hem yapılacak saha zemini güvenli olmalı hem de tesisler sahadaki parametrelere uygun olarak tasarlanmalıdır. . Modern nükleer santrallerin tasarımında tesislerin güvenliği için ‘imkansız’ senaryolar dahi dikkate alınmaktadır. Deprem ve tsunami gibi doğal afetler için olabilecek en aşırı tehditlere karşı tasarımlar geliştirilmektedir. Bu aynı zamanda uluslararası mevzuatın da gereğidir” dedi.

9 BOYUTLU DEPREM DAYANIKLI TASARIM

Süleyman Demirel Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Sismoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. yapılan teknik ve bilimsel çalışmalardan elde edilen parametreler tasarıma esas teşkil ediyor. santral 9 büyüklüğündeki bir depremin neden olduğu çok dış etkilere dayanacak şekilde tasarlanmıştır. Tasarımda kullanılan parametrelerde bir değişiklik olması durumunda yetkililer hesaplamalar yapacak ve gerekirse önlemler tarafında sizin açıklamalarınızı da buluyorum. 14 ölçüm istasyonunun sismik aktiviteyi sürekli izlemesi arazi parametrelerinin gerçek anlamda izlenmesi açısından da önemlidir. Akkuyu bölgesi içerisinde ve 40 kilometrelik bir alanda. düşmüş.

ÖNEMLİ KURUMLAR DA ONAYLANDI

“2011 yılından 2017 yılı ortalarına kadar dünyanın önde gelen kuruluşlarının sarsıntı konusunda yürüttüğü çalışmaların, Akkuyu Nükleer Santral (NGS) sahasının Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (IAEA) 2017 yılında belirlediği yasal gerekliliklere uygun olduğunu gösterdiği belirtildi. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Sarsıntı Araştırma Enstitüsü Akkuyu alanında Russian Academy of Sciences-World Physics Institute, Worley Parsons ve RIZZO gibi değerli kuruluşlar tarafından elde edilen parametreler, bu bölgenin ulusal ve uluslararası düzeyde tüm yasal gereklilikleri karşılamaktadır. Nükleer santral inşası için, IAEA’nın Güvenlik Yönergelerinin tümünün yasal gerekliliklere uygun olduğu da kanıtlanmıştır” denildi.

KAYNAK: SABAH

haberkadikoy.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu